Ankara Queer Sanat Programı

“Kim olduğumuzu, kim olabileceğimizi ve ne yaptığımızı gerçek anlamda tecrübe etmemize engel olan ikili düşünce sisteminin gölgesi altında yaşıyoruz”: Saskya Fun Sang ile Söyleşi

24/05/2021

“Kim olduğumuzu, kim olabileceğimizi ve ne yaptığımızı gerçek anlamda tecrübe etmemize engel olan ikili düşünce sisteminin gölgesi altında yaşıyoruz”: Saskya Fun Sang ile Söyleşi

 

Şafak Şule Kemancı

 

 

 Membranas Sagradas, Shoulder pads, metallic thread

 

Şafak: Merhaba Saskya, nasılsın? Salgın günlük yaşamını ve işlerini nasıl etkiliyor? 

 

Saskya: Doğruyu söylemek gerekirse çok iyi hissediyorum. Dünya çapında olup biten her şeyi düşündüğümde böyle hissettiğim için kendimi suçluyorum ama mutluyum ve her şeyden önemlisi çok umut doluyum. Geçen yıl böyle değildi, ama Aralık sonundan beri hayatımdaki pek çok şey ilginç ve daha olumlu bir hal almaya başladı ve bunun için şükrediyorum.  

Olumlu değişikliklerden biri yeni işler üretmek için çok daha fazla zamanımın olması ve böylelikle pratiğime daha iyi odaklanabilmem oldu. Geçen yıl tam zamanlı çalışıyordum ve üretmek için gerçekten ne zamanım ne de enerjim vardı. Üretirken kendimi tam olarak yaptığım işe vermem gerekiyor ve bir hayli dağıldığım için bunu beceremiyordum.  

 

 

Şafak: Ankara Queer Sanat Programı’na ilgin nasıl oluştu? 

 

Saskya: Sanat pratiğimi genişletmek ve yeni yerlere taşımak istiyordum. Neredeyse altı yıl yurtdışında yaşamama rağmen işlerim çoğunlukla ABD ve Ekvador odaklıydı. Ankara Queer Sanat Programı, sadece konumu nedeniyle değil, programın içeriği ve sanat ortamının kalıplaşmış sınırlarını yıkmaya çalışan yaratıcılığa verdiği destek nedeniyle de çok ilgimi çekti. Benzer düşünce yapılarına sahip diğer sanatçılarla tanışma ve Ankara'nın aktivizm ve sanat geçmişi hakkında bilgi edinme fırsatı bulmak gerçekten çok eşsiz bir deneyim gibi geliyor.  

 

 

 

Descarga repentina (de la tensión sexual acumulada), Needle felting, synthetic and natural wool

 

 

Şafak: Guayaquil'de mi büyüdün? Sanata ilgin ne zaman başladı?

 

Saskya: Evet, ailemin büyük bir kısmının eskiden yaşadığı Guayaquil'de büyüdüm. Guayaquil, Ekvador'daki ikinci ana şehir ve aynı zamanda en büyüğü. Baba tarafımdaki akrabalarımla büyüdüm. Hem büyükannem hem de büyükbabam Çinli göçmenlerin çocuklarıydı, aynı zamanda sıkı gezginlerdi, bu yüzden onların yurtdışındaki deneyimlerinden taşıyıp getirdikleri son derece kendine has bir ruhu vardı evimizin. Ben kendimi bildim bileli sanata ilgi duyan bir çocuktum. Ailemde başka sanatçı olmadığı için buna ben de hala biraz şaşırıyorum. Beni neyin bu yöne ittiğini hep merak etmişimdir… Ama ailemin her konuda cesaretlendirici davranmasının bunda belirleyici olduğunu düşünüyorum. Her zaman çok özgür büyüdüğümü söylüyorum ve bunun için çok minnettarım. Yedi yaşında resim yapmaya başladım ve yine o yaşlarda "ben sanatçı olacağım" dediğimi hatırlıyorum. Bunun ne anlama geldiğini ya da nasıl mümkün olabileceğini gerçekten bilmiyordum ama yaratıcı biri olduğumu çok erken yaşlarda anlayabildim. 

 

 

Şafak: Çalışmalarının otobiyografik olduğunu söyleyebilir miyiz? 


Saskya: Kesinlikle. Gerçek hayat deneyimlerimden yola çıkmazsam nasıl üretirim hiç bilmiyorum. Yapabilirim ama yapmaktan zevk aldığım bir şey olmaz bu. Ortaya çıkan her parça kesinlikle benim acı, aşk ve korku gibi duyguları anlama ve hayatla başa çıkma şeklim. Kulağa çok klişe geliyor biliyorum ama hem yaşayabilmem hem de ne olduğunu tam olarak anlayabilmem için deneyimlerimden yola çıkarak üretmem gerekiyor. Bu yüzden benim için her zaman üretim sürecinin ortaya çıkan işten daha önemli olduğunu söylüyorum. Ortaya çıkan iş harika olabilir ama üretim sürecinde gerçekleşen duygusal ve zihinsel süreçler çok daha kıymetli. Ayrıca içten ve samimi işler yaratmamda bunun büyük payı olduğunu düşünüyorum. İşleri güzelleştirmeye çalışmıyorum, sadece dürüst olmaya çalışıyorum ve bulamadığım cevaplar olursa daha da fazla soru soruyorum. 

 

Şafak: Hikayeni mümkün olan en dürüst ve samimi şekilde anlatmak istediğinden bahsediyorsun. Bunun senin için önemini biraz açar mısın?
 

Saskya: Dürüst olduğunu hissettiren sanata her zaman ilgi duymuşumdur. İlgilendiğim ilk sanatçılar sadece işlerinin şeklinden dolayı değil, değindikleri konular sebebiyle de çok cesur davranan kadın sanatçılardı. Bunun için onlara minnettarım. Sanatçıların hayat hakkındaki yeni bilgileri dürüst ve alçakgönüllü bir şekilde paylaşmalarını takdir ediyorum. Ayrıca eğitimle ilgilenmemin bunda büyük bir rol oynadığını düşünüyorum, izleyiciyi pratiğim aracılığıyla eğitmeye çalışıyorum. Bu mesela kadın cinselliği veya kadın bedeni hakkında olabildiği gibi birinin ölümüyle nasıl başa çıkılacağı hakkında da olabiliyor. Hepimiz benzer zorluklarla mücadele ediyoruz ve hepimiz savunmasız olmaktan korkuyoruz. 

 

 

ULTIMA RATIO, p.77., Photographic series

 

Şafak:Sanatçı olmanın yanı sıra bir eğitmensin. Sanatsal pratiğinden bahsederken işlerin aracılığıyla cinsiyet, feminizm ve kadın bedeni gibi konularda araştırma yapıp izleyiciyi bilgilendirmeye olan ilginden söz ediyorsun. Bu döngüden ve bunun sanatına yansımasından biraz daha bahsedebilir misin? 


Saskya: Çalışmalarımın çoğu uzun araştırmalar sonucu ortaya çıkıyor. Bu araştırmalar, ne hakkında olduklarına ve ne tür bir deneyimden yola çıktığıma göre değişiyor ama paylaştığım bilgilerin (çok küçük bir miktar bile olsa) doğru olduğundan ve insanların geri dönüp bakabileceklerinden emin olmak istiyorum. İzleyiciye karşı saygılı ve anlayışlı olmak benim için gerçekten önemli, bir şeyler uydurmak veya yanlış bilgi vermek istemiyorum. Bu yüzden her zaman bu bilginin nereden geldiğini (metinler, kitaplar, belgeseller, kişisel deneyimler vb.) belirtmeye çalışıyorum. Pratiğim sanat ve eğitim arasında gidip gelmekten ibaret. Bu noktada biri olmadan diğerini yapamam.  

 

Şafak: İzleyiciyle şefkatli bir ilişkin olduğunu söyleyebilir miyiz? Bizi dünyana davet ediyorsun, sana bakmamızı, seni dinlememizi, sorular sormamızı ve üzerinde çalıştığın konular hakkında bilgi edinmemizi istiyorsun. 

 
Saskya: Öyle olduğunu düşünmek isterim. İşlerim bol miktarda mizah da içeriyor ve bu özelliğin insanların işlerle kurduğu bağlantıyı kolaylaştırdığını fark ettim. Mizah sanki tedirgin edebilecek konuları konuşabilmek için daha güvenli, daha rahat bir alan yaratıyor ve insanlar bu vesileyle inanılmaz bir şekilde açılıyorlar. Amacım genellikle bir bilgi zinciri oluşturmak ve bunun birçok kez gerçekleştiğini gördüm. İzleyici için süreci karmaşıklaştırmak istemiyorum. İlla benimle değil, seçtikleri kişilerle cesurca etkileşim kurmalarını ve sorgulamalarını istiyorum. 

 

 

 

[des]apego, for my siblings, Handmade glass spheres, burned milk teeth, waxed thread 

 

 

Şafak: Yaratıcılık sürecinden bahsedelim. Bu süreci neler besliyor?


Saskya: Kadınlar, bedenler, toplumsal cinsiyet, cinsiyet, cinsellik, orgazm, memeler, meme uçları, vajinalar, vulvalar, klitoris, sürtükler, dil, ağırlık, deri katmanları, hacim, kusurlar, güçlendirme, itaatsizlik, aşırılık, inlemeler, sıvılar, enerji, aşk, kız kardeşler, duygusal yükler, acı, kayıp, güç, cesaret, kadınlık, sesler, dürüstlük, şeffaflık, paylaşma, hisler, azgınlık, duygular, ön sevişme, ilişkiler, kırık kalpler, gözyaşları, kan, çürükler, bacaklar, ağızlar, öpücükler, aşıklar, karanlık , hassaslık, duyarlılık, non binary, güneş ışığı, yağmur, femler, yalancılar, yalanlar, ıslaklık, izler, yara izleri, queerlik, kıvrımlar, dudaklar, dokunma, temas, sarılmalar, önyargılar, çıplaklık, utanç, yanlış anlamalar, flört uygulamaları, kötü kadın, yeme bozuklukları, kendine zarar vermek, kendine güven, zor kadınlar,beklentiler, hayal kırıklıkları, hayatta kalma, güvenlik, zevk, masumiyet, suçluluk, günahkarlar, kadın bakışı,korkular, altın, güzellik, sapıklar, amlar, feminizm. 

 

 

 

No. 3 from the series My Flaws are Otherworldly (and I want you to look at them), stoneware, gold luster, matte glaze.

 

Şafak: LGBTİ+ hakları savunucususun. Bunun işlerine nasıl yansıdığını düşünüyorsun? Çalışmalarında yarattığın belirsiz alanların queer mekanlar olarak görülebileceğini düşünüyor musun? 



Saskya:Evet, bu belirsiz alanların queer alanlar olarak görülebileceğini düşünüyorum. Kim olduğumuzu, kim olabileceğimizi ve ne yaptığımızı gerçekten tecrübe etmemize engel olan ikili düşünce sisteminin gölgesi altında yaşıyoruz. Bunu çok sorunlu buluyorum. Sanatsal pratiğim ve feminist, queer, trans teori hakkında yol gösterici olan harika öğretmenler ve deneyimler sayesinde, tüm yaratıcı olasılıkların hoş karşılanacağı bir alan yaratabildim. Bu sayede hem bakış açım ve tarzım değişti, hem de sadece sanata değil, genel olarak hayata yaklaşımım da değişti. Artık daha derine inebiliyorum, daha cesur, daha esnek ve daha açık bir hale geldiğimi hissediyorum ve bu kesinlikle yaptığım her şeyi etkiliyor.

 

Bir hata oluştu. Lütfen sonra deneyiniz.
E-posta bültenine başarı ile kayıt oldunuz.