Türkiye'den ve yurtdışından görsel sanatçıları Ankara’da ağırlayan Ankara Queer Sanat Programı - Konuk Sanatçı Evi, queer siyasetin sanatsal ifadenin olanaklarıyla yeni imkanlarına odaklanmakta. Program, sanatçılara 8 haftalık hem yaşama hem çalışma alanı imkanı sağlarken aynı zamanda üretim ve araştırma süreçlerini destekler ve teşvik eder. Bu süre zarfında sanatçılar Türkiye'den sanatçı, aktivist, akademisyen ve küratörlerle birlikte çalışma olanaklarına sahip olup, farklı sanat alanlarıyla olası işbirlikleri için tanışma toplantıları gerçekleştirir.
Ankara
Başkent Ankara, icat edilmiş bir şehirdir, Ulus-devletin kuruluşunda, tarihinin/köklerinin izleri silinmiş bir proje şehir... Gayrimüslim yerli nüfus ve tiftik keçisi ticareti için sık sık gelen Batılı tüccarların da katkısıyla Osmanlı'nın kozmopolit bir yerleşimi olan, Roma, Bizans gibi medeniyetlerin görkemli izlerini taşıyan şehir "yoktan var edilmiş" bir bozkır kasabası gibi sunulmuştur. Çok katmanlı, kültürlü, dilli, etnisiteli şehrin nüfus yapısı homojenleştirilmiş, tek dil, ırk ve din şemsiyesi altında birleşen ulusun vitrini haline getirilmek istenmiştir. Bugün şehrin sokaklarında dolaşırken bir Roma sütununa, Ermenilerden kalma bir bağ evine, 800 yıllık bir camiye, bir kilise duvarına, modern anıtsal mimarinin Türkiye’deki nadir örneklerine rast gelinmesi de bu sebeptendir.
Ankara’da Kültür, Sanat, Eleştiri, Direniş
Bütün bunların yanında bir küçük-büyükşehir olmanın neşesine de sahip olan başkent Ankara hem büyükşehir olanaklarını barındıran hem de insanı uzak mesafelere, tüketici ve hoyrat bir tempoya zorlamayan, kozmopolitliğe açık bir ortamda, taşranın sevimli yüzünü de taşır. Taşranın sevimli yüzü: Yani cemaat ilişkilerinin gözetleyici, denetleyici olmaktan ziyade dayanışmacı, “dost” cephesi; naiflik, sahici meraklar, sahici hayretler… Sokağın baştan çıkarıcı çağrısı olmadan yaşanan bir üniversite ve memur şehrinde okuyarak, düşünüp tartışarak geçer günler. Ankara’nın 1960’lar ve 70’lerdeki sosyal ve politik ortamı, büyükşehirlilikle/kozmopolitlikle taşralılığın birbirinin rengini kırdığı yer.
1930’ların edebiyat mahfeli olan, Maarif’in tercüme bürosu dünya edebiyatından tercümeler yaparken bir yandan da şehrin sosyal ve düşünsel hayatını renklendiren Orhan Veli’nin, Sabahattin Eyüboğlu’nun, Melih Cevdet Anday’ın, Azra Erhat’ın, Nurullah Ataç’ın, DTCF ve TRT’nin yaratıcı ve cesur kadınlarının, Behice Boran’ın, Mediha Berkes’in, Sevda Şener’in, Adalet Ağaoğlu’nun, Sevgi Soysal’ın, Türkiye’de modern balenin kurucusu olan ve devlet opera ve balesinin temellerini atan Damme Ninette De Valois’in, modern dansı halka yayan Madam Marga’nın kenti.
Ankara, 1950’lerde başlarında Helikon çevresiyle, Bülent Arel, Bülent Ecevit, İlhan Usmanbaş, İlhan Mimaroğlu, Ece Ayhan, Ertuğrul Oğuz Fırat, Hüseyin Cöntürk, Bilge Karasu’nun bu kentte ortaya çıkmış ikinci yeni şiirinin atonal kanadını doğuran Elektronik müzik üretimiyle bu müziğin öncülü olmuş bir şehir.
Arzunun siyasal anlamda ne kadar yaratıcı ve ne kadar devrimci olabileceğine tanıklık edilen 1968’li yıllarda ODTÜ’den tüm ülkeye dağılan afişlerin üretildiği, ahşap, metal atölyelerinde üretilen sanat eserlerinin, düzenlenen cinsel özgürlükçü baloların, Arkadaş Zekai Özger’in, ülkenin direniş tarihine yazılan üniversitelerin kenti.
80 darbesinin çoraklaştırdığı sanat ve kültür alanlarının ardından ODTÜ’lü genç mimarların o günden bu yana varlıklarını sürdüren, sanat tarihinin, siyasal düşüncelerin ve felsefenin mütemadiyen modern ve çağdaş sanata eşlik ettiği mekanların, Galeri Nev’in, Siyah Beyaz’ın kenti.
1992 yılında Angela Melitopoulos, Volker Schreiner, Hito Steyerl, Ursula Biemann gibi sanatçılar, Maurizzio Lazzarato, Ulus Baker gibi düşünürler atölyeleriyle bir araştırma laboratuvarına dönüşen, Video sanatının bu topraklardaki ilk örneklerinin ortaya çıktığı, ODTÜ Görsel İşitsel Araştırmalar Merkezi (GİSAM) kurulmasına öncülük ederler. Yine Ankara’da 1990’ların ortasından itibaren Videa, Vitopya, Karahaber, 25+ gibi kolektifler vasıtasıyla video aktivizmin örnekleri verilir...
2008 Yılından bu yana her 17 Mayıs’ta gerçekleşen LGBTİ+ yürüyüşleri… 2010 Tekel Direnişi... 2013 Gezi Direnişi, ODTÜ-100. Yıl Otoyol Direnişi, Cami-Cemevi İnşaatı Protestosu... 2014 Yatağan İşçileri, Vanlı İşçiler... 2016 İşini Geri İsteyenlerin Eylemleri... Eylemlerinin görsel kaydını yapan, toplumsal belleğin boşluklarını dolduran Video aktivistlerin, Bak.ma, Artıkişler, Anarşiv, İmkansız Arşiv gibi arşiv tabanlı kolektiflerin kenti.
Şimdi de, Anadolu Medeniyetler Müzesi, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Evliyagil Çağdaş Sanat Müzesi, CerModern, Siyah Beyaz Galeri, Galeri Nev, Torun, Kova Art Space, Ka Fotoğraf atölyesi gibi kurumlar ve girişimler aracılığıyla eski gösterişli günlerini henüz yakalayamasa da en az o zamanların samimiyetiyle yeni imkanlar peşinde koşturuyor. Ankara Queer Sanat Programı’nın en temel motivasyonlarından biri de bu samimi dert.