Ankara Queer Sanat Programı

Parçaları Birleştirerek Kurgulanan Bir Dünya: Yağız Gülseven ile Söyleşi

30/11/2022

Parçaları Birleştirerek Kurgulanan Bir Dünya: Yağız Gülseven ile Söyleşi

 

Ulya Soley

 

 parcalari-birlestirerek-kurgulanan-bir-dunya-yagiz-gulseven-ile-soylesi

 

İç Portre, kağıt üzerine kara kalem, yerleştirme, 246 x 203 cm, 2019


Yakın zamanda işlerini izleyiciyle paylaşmaya başlayan Yağız Gülseven’in pratiğinde parçalı desenler boyutlu yerleştirmelere evriliyor. Mitolojik, sanat tarihsel / kültürel figürlere yer vererek kurguladığı dünyalarda kişisel hikayelerden yola çıkarak toplumsal bilince işaret eden Gülseven, bu figürler arasında güçlü bir ilişkisel bağ kuruyor. Kullandığı detaylı ve neredeyse bilimsel dil ile toplumsal cinsiyet, aile, sınıf ve sistemler gibi keskin bir şekilde ele alması güç konulara odaklanıyor. Geçtiğimiz yıl Olimpos Sergileri’nde, TAPA projesinin ardından Barın Han’da düzenlenen Tabiatımız sergisinde ve ondan önce de Mamut Art Project’te işleri sergilenen, son olarak ise Ankara Queer Sanat Programı’na katılan sanatçı ile pratiği, esin kaynakları ve sergileme deneyimi üzerine konuştuk.

 

 

Yağız Gülseven: Üretimlerimi izleyiciyle buluşturmak benim için yeni bir deneyim. İlk zamanlarda çok korkutucuydu. Mamut Art özellikle. Daha önce işlerim aynı anda hiç bu kadar fazla insan tarafından izlenmemişti. Bu denli büyük bir görünürlüğe mental olarak da hazırlıksız yakalanmış gibi hissetmiştim. Şimdilerde eskisi kadar korkmuyorum tabii ama bir tedirginlik hala var. İşi parçalara bölüp sergilendiği alanda birleştirdiğim için heyecanımın boyutu daha da artıyor. İşin final halini ben de izleyiciyle eş zamanlı görüyorum aslında.

 

US: Üretim pratiğini biraz açabilir misin? Başlangıç noktan ne oluyor, nasıl ilerliyorsun, çizimlerin yerleştirmeye dönüşmesi nasıl bir süreç?

 

YG: Çizimlerin yerleştirmeye dönüşmesi ne zaman gerçekleşti çok emin değilim ama eskiz defteri tutma alışkanlığımın işlerime bıraktığı kalıcı bir iz gibi geliyor. İşlerimi sergilemeden önce sadece eskiz defteriyle çalıştığım uzun bir dönem vardı. Deftere çalışırken birbirinin art arda gelen kadrajlara sıçramaya o kadar alışmışım ki, tek kadraj sınırlandırıcı gelmeye başladı. İş üretirken de kodeks formunun bana sağladığı bu durumu işlerime taşımışım gibi geliyor.

 

İlk denemelerimde işi parçalara bölüp yeniden kadrajlayıp yerleşimini kurguluyordum. Şimdilerde ise ilk önce yerleştirme fikrinden başlayıp, bütünden parçaya inmeye çalışıyorum. Şimdi düşününce yerleştirme demek işleri tam karşılamıyor gibi. Yerleştirme taklidi yapan resim desem belki daha doğru olur.


parcalari-birlestirerek-kurgulanan-bir-dunya-yagiz-gulseven-ile-soylesi


İç portre - kafes, kağıt üzerine kara kalem, yerleştirme, 140 x 140 cm, 2019


 

US: Pratiğini etkileyen, şekillendiren kaynaklar neler? Okuduğun, izlediğin, dinlediğin veya deneyimlediğin, gündelik olarak tükettiğin şeyler üretimini etkiliyor mu?

 

YG: Şu aralar çoğunlukla kurgu edebiyat okuyorum. Margaret Atwood’un The Testaments kitabını yeni bitirdim. Ondan önce de Neil Gaiman’ın American Gods’ını okumuştum. Sanırım kendi dünyasını kuran işler ilgimi çekiyor çoğunlukla. Çizim yaparken de genelde podcast dinliyorum.

 

US: İşlerinde ağırlıklı olarak karşımıza çıkan bazı figürler var. Örneğin, kuş, yılan, kafes, oyuncak bebek ve oyuncak at. Çoğunlukla çerçevelerle parçalanan ve yerleştirirken bir araya gelen bu kültürel figürleri nasıl okuyabiliriz?

 

YG: Çoğu figürün mitolojideki ya da toplumsal bilinçteki hissiyatını işlerimde de korumaya çalışıyorum. Kartal ve şahin gibi kuşların farklı mitolojilerde sürekli erkek tanrılarla ilişkilendirilmesi örneğin. Yeni bir işi kurgularken de verdiğim örnekteki gibi figürlerin anlam katmanlarından faydalanmaya çalışıyorum.


parcalari-birlestirerek-kurgulanan-bir-dunya-yagiz-gulseven-ile-soylesi


Sağanak Yağış, kağıt üzerine kara kalem, yerleştirme,  360 x280 cm, 2021

 

US: Bu figürler queer okumalara da alan açıyor. Sen queer’i nasıl düşünüyorsun / tanımlıyorsun / kullanıyorsun?

 

YG: Çok emin olmamakla beraber queer’in bir sanat akımı olarak tanımlanmaması gerektiğini, bir akım gibi ele almaya çalışmanın da temelde queer’in tanımına zıt olduğunu düşünüyorum. Belki queer bir sanat akımından ziyade bir görme biçimi olabilir. Bana daha mantıklı geliyor. Üretim - izleyici - üreticiden oluşan üçgendeki bilgi ya da duygu akışı olarak konuşulmalı bence.  Aksi takdirde, queer sanatçıların kimliklerini kurcaladığımız ya da işlerde elimizde büyüteçle queer görünürlük aradığımız tehlikeli bir yere evrilebilir diye düşünüyorum.

 

US: Çizimlerinde oldukça detaylı ve bilimsel bir dil kullanıyorsun. Toplumsal cinsiyet, aile, sınıf ve sistemler gibi keskin bir şekilde ele alması güç konulara odaklanırken bu şekilde bir dil kullanman işlerine bir katman daha ekliyor. Böyle bir dili tercih etmenin sebeplerinden bahsedebilir misin?

 

YG: Özellikle böyle bir tercih ettiğimi söyleyemem. Ansiklopedilerdeki bilimsel illüstrasyonlar hep ilgimi çekmişti. Bir figürü duygusuz ve nesnel bir şekilde betimleme çabasını heyecan verici buluyorum. Bahsettiğin konuları bu dille ele almak işlere bir katman daha eklemekle birlikte üretici olarak kendi bakışımı nesnelleştiriyor ve benim de işimi kolaylaştırıyor diye düşünüyorum.

 

US: Ankara Queer Sanat Programı kapsamında 2 ay süreyle Ankara’da kaldın. Programın pratiğine nasıl bir katkısı oldu? Ankara’daki sanat ortamıyla ilgili izlenimlerini paylaşabilir misin?

 

YG: İhtiyacım olduğunu çok da fark etmediğim bir alan sağladı aslında. İstanbul’da yaşayan ve üreten biri olarak içinde bulunduğum şehrin hayat dinamiğime ve üretimlerime bu denli etkili olduğunu fark etmemiştim. İstanbul’dayken, işin ne zaman biteceği, kimler tarafından izleneceği, nerede nasıl görülmesi gerektiği gibi belki de ikinci planda düşünülmesi gereken şeyleri çok kafaya taktığımı fark ettim Ankara’dayken. 2 aylık vaktimi bol bol yazarak, parklara gidip bitki eskizleri yaparak, üretimimle baş başa geçirdim. Döndüğümde de Ankara’daki deneyimimi İstanbul’daki hayatıma taşımaya karar verdim. Biraz zor ama en azından çabalıyorum diyebilirim :)

 

US: Bugünlerde kişisel serginin hazırlıkları devam ediyor. Bu sergide odaklanacağın konuları paylaşabilir misin?

 

YG: Kuşak travmaları, geri öğrenme, yas gibi konulara odaklandım sergi için. Henüz nereye evrilir bilemiyorum ama izlek edindiğim konular bunlar şimdilik.

 

Bir hata oluştu. Lütfen sonra deneyiniz.
E-posta bültenine başarı ile kayıt oldunuz.